Ludwig Van Beethoven 1770 yılında Almanya’nın Bonn şehrinde dünyaya gelmiştir. Toplamda 7 kardeşlerdir 3 kardeşi sağır, 2 ‘si kör ve 1i zeka özürlüdür ayrıca annesi de Rengi hastasıdır. Kardeşleri tek tek ölmüştür ve sadece 2 kardeşi hayatta kalmıştır. Beethoven’ın dedesi, babası ve ailesinin büyük bir çoğu müziği meslek edinmiş kişilerdir. Babası Beethoven’ın müzik yeteneğini keşfedip 4 yaşında zorla piyano çaldırtmaya başlamıştır ve yanlış yaptığında ise şiddet uygulamıştır. Edindiği bilgileri oğluna aktarmaya çalışmıştır.
Babası oğlunun o dönemde yaşayan Mozart’a benzemesini istiyordu. Beethoven 12-13 yaşlarında okulu bıraktı. 14 yaşında orgculuk yapıp halkın ilgisini çekmeyi başarmıştı. Mozart’tan ders alması için Viyana’ya gönderildi. Mozart, Beethoven’ın olağanüstü bir yeteneğe sahip olduğunu keşfetti ve doğaçlama müzik yapması için ona önderlik etti. Doğaçlamaları ile Viyana’da dikkat çekmişti. Beethoven’ın annesi öldükten sonra babası, alkolik olmuştur ve işsiz kalmıştır. Beethoven evine dönmek zorunda kalmıştır ve artık evin bütün yükü onun sırtındadır. Ailesini geçindirmek için birçok şey yapıp orkestrada çalışıp, özel dersler vermeye başlamıştır. 1778 ‘li yıllarda ilk defa halkın karışına çıkmıştır.
Beethoven giderek işitme duyusunu kaybetmeye başlamıştır psikolojisi ve davranışları olumsuz yönde etkilenip çabuk sinirlenen, aksi bir insan haline gelmiştir. Sağırlığı ilerledikçe piyanist olarak çalışması güçleşmişti, beste yapmaya yöneldi ve insanlardan, toplumdan uzaklaşmıştı. Ciddi anlamda kişilik bozukluğu oluşmuştu. 1802 yılında artık her şeyden sıkılıp, hayattan vazgeçmiştir intihar etmeyi düşünüp ailesine bir vasiyetname yazmıştır. Bu ruhsal çöküşünden gerçek bir irade gücüyle çıkıp müziğe daha çok bağlanmıştır yeni besteler yapmaya başlamıştır. Napolyon için beste yazmıştır ve toplumda büyük bir etki yaratmıştır.
Beethoven yalnız ve agresif bir insan olarak tanınırdı ama gençlik yıllarında soylu kesimlerden çok güçlü dostlukları vardır sağır olduktan sonra hiç kimseyle anlaşamamaya başlamıştır. Beethoven hiç evlenmemiştir ve evliliği hiç düşünmemiştir. Çok fazla aşk yaşamıştır ama sonu hep hayal kırıklığıyla, hüsranla bitmiştir.
1813 ve 1817 yılları arasında bir bekleyiş dönemine girmiştir ve neredeyse hiç yeni eser vermemiştir ancak o yıllardan sonra çok güçlü yapıtlar ortaya koymuştur bekleyiş yıllarının aslında bir hazırlanma olduğu ortaya çıkmıştır.
1826 yılının sonlarında hastalandı ve durumu çok hızlı bir şekilde kötüleşti. 1827 yılının başında hayata gözlerini yumdu. Cenaze törenine ünlü kişiler ve bestecilerin yer aldığı yirmi beş bin kişilik grup vardı.
Yapıtlarında bazen acılı ama daha çok coşkulu bir güçlülük ve özgüveni yansıtmıştır. Yapıtlarının duygu ve anlatım yoğunluğu o dönemde eşsiz, hiç görülmemiş bir nitelikteydi. Eserlerinden sadece 19. yüzyıldakiler değil çağdaş besteciler bile etkilenmektedir.
Beethoven’ın müzik tarihindeki yeri her zaman bir doruk olarak nitelendirilmiştir.