Cumartesi, Ağustos 31, 2024

Hukuk Sistemimizde Yeni Bir Barışçıl Yol: Arabuluculuk

Hepimiz usta oyuncu Kemal Sunal’ın davacı filmini biliriz.1986 yapımı film, köyde yaşayan iki komşu arasında geçen 7 yıllık bir dava sürecini eleştirel bir şekilde anlatmaktadır. O günlerden bu günlere ise yargı sistemimizde maalesef pek fazla olumlu değişiklik yaşanamamıştır. Gelişmiş ülkelerde onlarca yıldır sistematik bir şekilde uygulanan arabuluculuk sistemi bir çare olarak düşünülmeye başlanmıştır. Özellikle, ülkemizde adalete erişimin çok uzun, masraflı, prosedürlerle dolu zorlu bir yoldan geçmesi bu arayışa sebep olmuştur. Buna ilaveten teknolojideki gelişmeler, ticaretin sürekliliği, insanlar arasındaki ilişkilerin çok daha kapsamlı boyutlara ulaşması gibi sebepler adalet sisteminin etkin ve hızlı bir hal almasını mecbur kılmaktadır.

Arabuluculuk nedir? Kanun, arabuluculuğu sistematik yöntemler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirini anlamaları ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştirilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi” olarak tanımlanmaktadır. Yani tarafların birlikte bir masaya oturarak, uyuşmazlık konusunu konuşup tartışabildiği, taleplerini dile getirebildiği kararı hakimin değil tarafların verdiği, kaybedeni olmayan her iki tarafın da kazandığı barışçıl bir çözüm yoludur.

Arabuluculuk aslında çok eski çağlardan beri kullanılan bir yöntemdir. Modern mahkemelerin ve yargı sisteminin tam olarak oturmadığı zamanlarda, insanlar arasındaki uyuşmazlıkların kabile şefi, dini lider, köy ağası gibi toplumda saygın bir kişinin aracılığıyla çözüldüğü bilinmektedir. Kendi kültürümüzde de aynı durumun görüldüğü hatta Anadolu’da günümüzde bile araya saygın kişilerin girerek aşiretler arasında kan davalarının bitirildiği görülmektedir.  07.06.2012 tarihinde kabul edilen Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile eskiden beri toplum içerisinde yer edinmiş olan bu sistem Hukukumuza resmi olarak girmiştir. Kanunun getirdiği arabuluculuk sistemi ile insanlar artık mahkemeye gitmeden, çok uzun yıllar beklemeden, çok fazla masraf yapmadan uyuşmazlıklarını çözebileceklerdir.

Arabulucu kimdir? Arabulucu, Arabuluculuk Eğitimini tamamlayarak, Bakanlığın açtığı Arabuluculuk sınavında başarılı olmuş, en az 5 yıllık meslek deneyimi bulunan, hukuk fakültesi mezunu, arabuluculuk Resmi Siciline kayıtlı, taraflar arasındaki uyuşmazlığın çözümüne yardımcı olmak amacıyla arabuluculuk sürecini idare eden ve arabuluculuk yöntemlerini bilip uygulayabilen tarafsız gerçek kişidir.

Peki, bu sistem nasıl işlemektedir? Kanunun belirlediği hukuki-ticari uyuşmazlıklar, tüketici uyuşmazlıkları, işçi-işveren uyuşmazlıkları, kira uyuşmazlıkları gibi konularda, dava açılmadan önce veya davanın görülmesi sırasında, bir arabulucu seçilerek arabuluculuk faaliyetlerine başlanılabilir. Resmi Arabulucu sicilinde kayıtlı olan herhangi bir arabulucu seçilebileceği gibi, adliyelerde yer alan Arabuluculuk Bürosu’na başvurularak da bir arabulucu seçilebilir. Seçilen arabulucu diğer tarafa uyuşmazlık konusunu anlatarak arabuluculuk görüşmesine davet eder.

Görüşmenin kabul edilmesi durumunda, arabulucu tarafları tarafsız bir mekânda bir araya getirir ve görüşmeyi başlatır. Arabulucu, tarafları sırayla dinler ve uyuşmazlığın ortaya çıkarılmasını sağlar. Tarafların uyuşmazlık konusunda anlaştığı ve anlaşamadığı noktaları belirler. Uyuşmazlık konusunda tarafların fikirleri ve karşılıklı talepleri alınır. Taraflar arabulucu tarafından birbirleriyle etkili bir şekilde iletişime geçirilerek sorunun çözümüne odaklanılır. Görüşme sonunda, uyuşmazlığın çözümü tamamen taraflara bırakılarak taraflar çözümü kendileri belirler. Arabulucu ise tarafların çözüme ulaşmasında yardımcı ve yol gösterici olacaktır. Yapılan görüşme arabulucu tarafından tutanağa bağlanır ve bu tutanak taraflarca imzalanarak resmi bir geçerlilik kazanır. Düzenlenen tutanağın taraflar arasında bağlayıcılığı vardır.

Burada önemli olan nokta, tarafların her ikisinin de arabuluculuk konusunda karar kılmış olmasıdır. Eğer taraflardan biri arabuluculuğu kabul etmezse, görüşmeler başlayamaz ve sistem uygulanamaz. Yapılan istatiksel çalışmalarda, her iki tarafın da arabuluculuğu kabul etmesi halinde yüzde dokusana yakın bir oranda çözüme ilk görüşmede varıldığı ortaya çıkmıştır.

Arabuluculuk hak kavramından çok tarafların menfaatinin ön plana çıkarıldığı bir kurumdur. Mahkemelerde, kimin haklı kimin haksız olduğu araştırılır ve buna göre bir karar verilir. Verilen kararda mutlaka bir kazanan taraf ve bir kaybeden taraf vardır. Ortaya çıkan sonuçtan en az bir taraf memnun olmamaktadır. Hatta verilen karar, kazanan tarafı bile tam olarak memnun etmeyebilir. Kaldı ki, davayı kazanan taraf bile uzun yıllar uğraşmış ve çok fazla masraf yapmak durumunda kalmıştır. Ancak arabuluculuk ile taraflar kendi çözümlerini kendileri üretecek, ortaya çıkan sonuçtan her iki taraf da memnun olacaktır. Bu yolun uygulanmasının sağlanması vatandaşlarımızın adalet ihtiyacını masrafsız ve kısa sürede sağlayacağı gibi, toplum barışına hizmet edecek ve mahkemelerin de iş yükünü azaltacaktır. Kısa sürede, çoğu zaman 1 saatlik ilk görüşmede kalıcı, barışçıl ve gerçekçi bir çözüm ortaya çıkacaktır. Arabuluculuğun sağlıklı bir şekilde uygulanması hiç kuşkusuz toplumun faydasına olacaktır.

Antik çağlardan beri söylediği gibi “geç gelen adalet, adalet değildir”.

Umarım yazımı beğenmişsinizdir, ayrıca bu yazıyı da okumanızı tavsiye ederim: Hukuk Fakültesi ve Avukatlık Mesleği Süreçleri Nelerdir?

6000+ Abone Arasına Katılın!

Bültenimize Abone Olun, Birbirinden Güzel Yazıları Kaçırmayın!

Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz.

Bir hata meydana geldi.

Av Mustafa Türk
Av Mustafa Türk
Tam kapsamlı biyografim için buraya tıklayabilirsiniz.

Alakalı İçerikler

CEVAP VER
Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Son İçerikler