Pek çok düşünceye ve yaşam tarzına etki etmiş olan pragmatizm nedir ve özellikleri nelerdir? Pragmatizm, felsefi ve bilimsel bilginin ancak pratik sonuçlarına dayanarak doğru kabul edilebileceğini savunan felsefi bir akımdır.
Bu akım, 19. Yüzyılda Amerikan entelektüellerinin kültürel atmosferi içinde ortaya çıkmıştır. Bu akım özelikle metafizik kaygılar içerisinde ortaya çıkmış ve pozitivizme tepki gösteren felsefi akımlar içinde doruk noktasına ulaşmıştır.
Pragmatizmin Ana Felsefesi Nedir?
Pragmatizmin ana düşüncesi fenomenlerin özüne, mutlak gerçekliğe veya doğasına dikkat etmeyi bırakmak ve sonuçta pratik sonuçlara dikkat etmektir. Böylece bilimsel ve felsefi düşünce artık metafizik gerçekleri bilmeye değil, bizi çevreleyen unsurlardan faydalanabilmemiz ve uyum sağlayabilmemiz için gerekli araçları üretmeye yöneliktir. Bireyin uyum sağlayabilmesi için düşünce yapısının ve davranışlarının da pratik sonuçlara yönelik olması gerekir.
Başka bir ifadeyle, düşünce ancak belirli yaşam biçimlerinin korunmasını sağlamak için yararlı olduğunda geçerlidir ve onlara uyum sağlamak için gerekli araçlara sahip olacağımızı göstermeye hizmet eder. Felsefe ve bilimsel bilginin tek bir amacı vardır. Bu amaç da ihtiyaçları tespit etmek ve karşılamaktan başka bir şey değildir.
Pragmatizm ve Felsefe
Günümüzde pragmatizm, sadece felsefede değil toplumsal yaşamın birçok alanında yaygın olarak kullanılan bir kavramdır. Bu akımla ihtiyaçların dönüştüğü ve farklı uygulandığını söyleyebileceğimiz felsefi bir tutum olarak bakmak da mümkündür. Birçok farklı yol denemenin önemini göstermesi açısından oldukça değerlidir.
Ayrıca pragmatizm fayda kavramına oldukça fazla odaklanan bir akımdır. Bu fayda bireysel ya da toplumsal olabilir. Bu anlamda bu akım sadece felsefe içerisinde kalmamış aynı zamanda psikoloji, eğitim bilimleri ve toplum bilimleri alanında söz sahibi olmuştur.
Pragmatizm Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Pragmatizm 1870’te Amerika Birleşik Devletleri’nde resmen ortaya çıkmıştır. Bu akım yalnızca pratik kullanımı olan bilginin geçerli olduğunu öne süren felsefi bir sistemdir. Bu akım öncelikle William James ve daha sonra John Dewey’in çalışmalarıyla geliştirilmiştir. Pragmatizm, Chauncey Wright’ın bilgisinin yanı sıra Darwinci teori ve İngiliz faydacılığının varsayımlarından da etkilenir.
- yüzyılda bu akımın etkisi önemli ölçüde azaldı. Ancak 1970’lerde Richard Rorty, Hilary Putnam ve Robert Brandom gibi yazarlar sayesinde yeniden popülerlik kazanmıştır. Bu akım farklı şekillerde disiplinleri etkilemiş ve köklü değişiklikler yaratmıştır.
Pragmatizmin Temel Düşünme Biçimleri
İnsan zamanla çevreye uyum sağlayabilmemiz ve onun öğelerinden yararlanabilmemiz için birçok araç kullandık. Kuşkusuz bu araçların birçoğu felsefe ve bilimden çıkmıştır. Tam olarak pragmatizm, felsefe ve bilimin asıl görevinin bu amaçlar için pratik ve faydalı bilgi üretmek olması gerektiğini öne sürer.
Başka bir ifadeyle pragmatizmin ilkesi, hipotezlerin pratik sonuçlarının ne olacağına göre çizilmesi gerektiğidir. Bu akım, araştırmanın başlangıç noktasının nasıl tanımlanacağı, deneyimlerimizin anlaşılması ve önemi gibi daha spesifik kavram ve fikirler üzerinde durmuştur.
Bu düşünceden bilimsel yöntemin deneysel yöntem gibi mükemmel olduğu ve malzemenin ampirik olduğu sonucu çıkar. Aynı şekilde, araştırma belirsiz bir durumda bir sorun ortaya koymakla başlar. Yani araştırma, şüpheleri yerleşik ve sağlam temelli inançlarla değiştirmeye hizmet eder.
Pragmatizmde Araştırmacının Kişiliği
Pragmatik düşüncede araştırmacı, deneysel müdahalelerden ampirik malzeme elde eden ve kendi eylemlerinin doğuracağı sonuçlara göre hipotezler kuran bir öznedir. Bunun için de araştırmaların temel hedefi sorunları çözmeye odaklanmış olmalıdır.
Bu şekilde düşüncelerimizin içeriği, onları kullanma şeklimiz tarafından belirlenir. İnşa ettiğimiz ve kullandığımız tüm kavramlar, gerçeğin yanılmaz bir temsili değildir. Daha çok, bize bir şey için hizmet ettiklerinde onları a posteriori olarak doğru buluruz.
Felsefedeki diğer akımların özellikle de temelde rasyonel olana dayanarak deneyimden şüphe eden Kartezyen şüpheciliğin aksine pragmatizm tözsel, özsel veya rasyonel olmayan ancak yararlı olduğu sürece var olan bir hakikat fikrini öne sürer. Yaşam biçimlerini korumak; deneyim alanı aracılığıyla ulaşılan temel bir sorudur. Araştırmacı da bu temel düşünceye göre hareket eden kişidir.
Pragmatizm ve Deneyim
Pragmatizm, modern felsefenin biliş ve deneyim arasında yaptığı ayrımı sorgular. Deneyimin, ihtiyaçlarımızı tanımamıza yardımcı olan bilgileri elde ettiğimiz bir süreç olduğunu söyler. Bu nedenle, pragmatizm bazı bağlamlarda bir ampirizm biçimi olarak görülmüştür.
Deneyim, bize bilgi yaratmak için malzemeyi veren davranışlardır. Ancak kendi başına özel bilgiler içerdiği için değil, dış dünyayla temasa geçtiğimizde, etkileşime girdiğimizde ve deneyimlediğimizde bu bilgiyi elde ettiğimiz için önemlidir.
Bu nedenle düşüncemiz, dış etkenlerin neden olduğunu düşündüğümüz ancak gerçekte onları duyularımızla algıladığımız anda anlam kazanan şeyleri deneyimlediğimizde inşa edilir. Deneyimleyen kişi, yalnızca dış uyaranları alan pasif bir alıcı değil aynı zamanda da onları yorumlayan aktif bir oyuncudur.
Pragmatizmde Araştırmanın Amacı
Pragmatizm, epistemolojik ilgilerin merkezinin bir fenomen hakkında bilginin veya mutlak gerçeğin nasıl elde edildiğini göstermek olmaması gerektiğini savunur. Bunun yerine bu endişeler, bir miktar ilerleme fikrini mümkün kılmaya katkıda bulunan araştırma yöntemlerini nasıl oluşturabileceğimizi anlamaya yönelik olmalıdır. Araştırma, bu şekilde olduğunda ortak ve aktif bir faaliyettir. Böylece bilim yönteminin kendi kendini düzelten bir karakteri oluşmuş olur.
Bu düşünceden bilimsel yöntemin deneysel yöntem gibi mükemmel olduğu ve malzemenin ampirik olduğu sonucu çıkar. Aynı şekilde, araştırmalar belirsiz bir durumda bir sorun ortaya koymakla başlar. Yani araştırma, şüpheleri yerleşik ve sağlam temelli inançlarla değiştirmeye hizmet eder.
Araştırmacı, deneysel müdahalelerde bulunarak pratik sonuçlar oluşturan ve bireysel davranışlarına göre hipotezini sunan bir bireydir. Bunun için araştırmaların temel konuları farklı sorunları çözmeyi kendisine amaç edinmelidir. Bilim, kavramları ve teorileri bir araçtır ancak gerçekliğin bir kopyası değildir. Ve bilim belirli bir amaca ulaşmaya yöneliktir. Bu amaç bir eylemi kolaylaştırmaktır.
6000+ Abone Arasına Katılın!
Bültenimize Abone Olun, Birbirinden Güzel Yazıları Kaçırmayın!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz.
Bir hata meydana geldi.