Son zamanlarda hepimiz birer kahve tiryakisi olmadık mı? Her yerde açılan kahve zincirlerinin ve butik kahvecilerin bunda etkisi büyük. İlk başlarda herkes granül, çözünebilir kahve tüketmeye başladı. 2’si veya 3’ü bir arada olan meşhur kahveleri içtik. Sonrasında özel çekirdekleri harmanlanmış, Endonezya ve Arabistan’dan gelen kahveler dikkat çekmeye başladı. Eskiden sadece Türk kahvesi tüketirken, bir anda bu kadar çok çeşit kahvenin çıkmasıyla birçok farklı mekâna sahip olduk.
Genelde kahve mekânları ismiyle de özdeşleşir. Kahverenginin ağırlıkta olduğu, özellikle ahşabın yoğun olarak kullanıldığı masalar, sandalyeler vardır. Mutlaka parke kullanılır. Ortamı daha sıcak gösterir, evinizdeymiş gibi bir hissiyat yaratır. Zincir mekanlarda konsept her zaman aynıdır. Farklı pilot mekânlar varsa, değişiklik gösterir. Bunun yanı sıra geleneksel kahvelerin olduğu mekânlar da var; butik, kendine has kahve üreten mekânlar da var. Seçenek bu kadar fazla olunca, mekânlar da kendi aralarında yarışa giriyor tabii ki. Farklı bir mekân ve konsept yaratmaya çalışıyorlar. Mekânları inceleyecek olursak;
1. STARBUCKS
Dünyanın en büyük şirketlerinden biri olan Starbucks, yaklaşık 24.000 lokasyonda hizmet veren bir kahve şirketi. Starbucks, kahveleri ve mekân tasarımı ile ünlü olmasının yanı sıra kahve ekipmanları da satıyor.1971 yılında Amerika’da kurulan şirket, aradan geçen 45 yılda bir dünya markası haline gelmeyi başarmış. Dünyanın en bilindik logolarından biri olan Starbucks logosu, seneler içerisinde bazı değişimler geçirdi. Markanın ilk logosu, bugün kullanılandan farklı olarak kahverengi olarak hazırlanmış.
Starbucks mağaza tasarımını şöyle anlatıyor;
“ Bize göre mağazalarımız, içinde bulundukları toplum ile bir bağ kurabilen ve çevreye uyum sağlayan yerler olmalı. Ayrıca çevreyi mümkün olduğunca koruyan yerler olmalı.
Mağaza tasarımlarımız, yerel toplumlara katkı sağlama ve çevre koruma ilkelerine dayanmaktadır. Bu yüzden tasarımlarımızı çevredeki yapıların karakterini yansıtacak ve çevreye yaptığı etkiyi azaltacak şekilde inşa etmeye çalışıyoruz.
Bu doğrultuda yeni açtığımız ya da yenilediğimiz mağazalarımızda geri dönüşümlü malzeme ve sistemler kullanıyoruz. Mağazalarımızın tasarımlarını dört ana konsept çerçevesinde hazırlıyoruz;
Kültürel izler taşıyan mağazalar; eskitilmiş ahşap, lekeli beton veya seramik zemin, metal tabureler ve atölye esintili ışıklandırma ile birlikte Seattle Pike Place’deki ilk mağazamızın kökenini de yansıtır. Büyük masalar, berjer koltuklar ve ahşap panjurlar ağırlıklı olarak kullanılır.
Klasik tarz mağazalar, 1930’ların modernizminden ilham alarak kent pazarlarının endüstriyel geçmişini yansıtır. Bu tasarım, açık çelik kirişler, taş duvarlar, kanatlı pencereler ve elle cilalanmış doğramalar gibi sade materyalleri içerir.
Bölgesel modern olarak adlandırdığımız mağazalar, rahat ve çekici, modayı belirleyen bir tarza sahiptir. Misafirlerimizi hızlı hayatın gürültüsünden geçici de olsa kurtaracak samimi bir ortam yaratmak için bölgeye özgü mobilyalar kullanılır ve aydınlık alanlar yaratılmaya çalışılır.
Konsept mağazalar, mağaza içinde yenilikleri ön plana çıkaracak tasarımların kullanıldığı benzersiz ortamlardır, diyor.
Biz Starbucks’ ı çok seviyoruz. O olmasaydı kahve bardaklı fotoğrafları nasıl çekecektik. ?
2. Gloria Jeans Coffees
Bir diğer kahve zincirimiz ise Gloria Jeans,
Gloria Jeans Coffees’in hikâyesi, 1979 yılında Amerika’nın Chicago kentinde Gloria Jean Kvetco’nun bir hediyelik eşya dükkânı satın alması ile başlamış aslında. Bir süre sonra dükkânını bir çeşit gurme kahve dükkanına dönüştüren Gloria Jean Kvetco, birkaç yıl içinde mağaza sayısını 11’e yükseltmiş ve 1986 yılında franchise vermeye karar vermiş. 1991’de “Yılın Girişimci Şirketi” seçilen Gloria Jean’s Coffees, kısa sürede Kuzey Amerika’nın en büyük kahve zinciri haline gelmiş. 1995 yılında Avustralyalı iş adamı ve kahve uzmanı Nabi Saleh, ortağı Peter Irvine ile beraber Gloria Jean’s Coffees’in Avustralya Master Franchise hakkını satın almış. 1996 yılında Miranda’da (NSW) ilk şubelerini açmışlar.
Gloria Jean’s Coffees’in Türkiye serüveni ise; 1999 yılında İstanbul Mydonose Showland’de ilk şubesini açmasıyla başlıyor. Avustralya, 2012 yılı Haziran ayında Grup DNC Gıda Sanayi ve Ticaret A.Ş. ile resmi Master Franchise anlaşmasını yeniliyor ve Gloria Jean’s Coffees yeni şubelerinde sevenleriyle tekrar buluşuyor. İlk günden beri sürekli gelişip büyüyen Gloria Jean’s Coffees’in kurucusu Gloria Jean’s, “Bugün dünya üzerinde yaklaşık 50 ülkede 1200’den fazla şubesinde hizmet vermekte ve bu tutkuyu tüm kahve severlerle paylaşmaktadır.” diyor.
Mağaza tasarımında ağırlıklı olarak koyu kahverengi, ceviz tonlarında masa ve sandalyeler kullanılmış. Ahşap parkeler sıcak bir ortam yaratırken, deri chester koltuklar da mekâna ayrı bir maskülen hava katmış. Şubeden şubeye farklı tasarımları görmek de mümkün. Duvarlarında daha çok gri renk kullanılmış. Dünya haritası, sanat eserleri, farklı tasarlanmış kitaplıklar ve duvar üniteleri mevcut.
3. CAFFE NERO
Caffè Nero, İngiltere’de son yıllarda kahve tutkunları ve hatta diğer kahve zincirleri tarafından bir numaralı kahve markası olarak görülüyor.
Caffè Nero Türkiye, % 50 Caffe Nero Plc. hissesi ile kurulmuş bir ortaklık yapısına sahiptir. Türkiye, markanın İngiltere dışında ilk mağaza açılışını gerçekleştirdiği ülke olma özelliğini taşıyor.
Caffè Nero, 1996 yılında Gerry Ford tarafından kurulmuş. Hedefi; İngiltere’ye Avrupa kıtasına özgü, yüksek kaliteli İtalyan kahvesini ve bu kahvelerin yanında yine İtalyan lezzetini yansıtan yiyecekleri, samimi bir misafir hizmetiyle, sıcak bir ortamda sunmakmış. Caffe Nero’yu civarda bulunan herkesin hoş karşılandığı ve iyi hizmet sunulan bir buluşma noktası olarak hayal etmiş. İnsanların dostlarıyla buluşabildikleri, gazetelerini okuyabildikleri, hayatin akışını izleyebildikleri ya da atıştıracak bir şeyler alıp gittikleri bir yer olarak düşünmüş.
Bugün Caffe Nero, 3500 çalışanı ile Avrupa’nın en hızlı büyüyen 23. şirketi olarak kabul edilmekte. (Business Week 2006)
2007 Temmuz ayında start alan Türkiye operasyonu ilk mağaza açılışını İstinye Park Alışveriş Merkezi’nde gerçekleştirmiş.
“Mükemmel kahveyi yapmak zaman ister. Bu nedenle kendi Kavurma Merkezimizi inşa ettik ve bize özel ödüllü kahve harmanımızı oluşturduk (yeni ve ilgi çekici harmanlar üretmek için düzenli olarak çalışmaya devam ediyoruz). Ve en önemlisi de, baristalarımızın iyi kahve pişirmeyi öğrendikleri espresso eğitim okulumuzu kurduk.
Bu sayede, bir aile şirketi olan işletmemizle Avrupa genelinde 800’ü aşkın kahve mağazası açtık.” diyor Caffe Nero.
Mağaza tasarımıyla ilgili olarak;
“Yumuşak deri sandalyeler, tabureler ya da özel köşeler… Favori yerinizi bulun ve dilediğiniz kadar kalın.
Mağazalarımızı bulundukları mahalleye ait ögelerle tasarlayarak, sizin de kendinizi ait hissedebileceğiniz yerler yapmak için çok uğraşıyoruz.” diyor Caffe Nero.
Genel olarak, ahşap tonların ağırlıkta olduğu masa ve sandalyeler, deri chester koltuklar, kara tahta üzerine yazılmış menüler konseptin ana hatları.
Ankara Yüksek Hızlı Tren Garı mağazası, nostaljik ve yerel mahalle dokusunu yansıtan objelerin kullanıldığı farklı konseptiyle de dikkat çekiyor. Caffè Nero, büyümesini sürdürürken mevcut mağazalarına da yeni konseptini uyguluyor. Tuğla duvarların ve daha açık renklerin kullanıldığı konsept doğrultusunda önce Valikonağı, Akaretler, Beşiktaş mağazaları yenilenmiş. Böylece Caffè Nero, misafirlerine mahalle sıcaklığını, rahatlığını ve samimiyetini yaşatmayı hedefliyor.
En yeni mağazaları İstanbul Bağdat Caddesi’nde bulunmaktadır. Dışarısı günlük işleri için koşuşturan insanlarla doluyken, büyük bir kütüphanesi ile bir oturma odası havasında tasarlanmış olan iki katlı mağaza, pencereden dışarıyı seyretmek isteyen ya da mükemmel bir kahveyle dünyadan uzaklaşmayı tercih eden kişiler için ideal bir yer.
6000+ Abone Arasına Katılın!
Bültenimize Abone Olun, Birbirinden Güzel Yazıları Kaçırmayın!
Abone Olduğunuz için Teşekkür Ederiz.
Bir hata meydana geldi.
Kahveler arasında yer alan Arabica kahvesi demeçte yer almamış. Yemenden gelen ve eski zamanlarında yeni döneminde en etkili kahvelerinden birisini olması gerekirdi bence.